Fazla kiloya sahip olmak, obezite ve obezite beraberinde gelebilecek olan metabolik hastalıkların gelişim riskini arttırabileceğini belirten Bariyatrik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Özhan Çetindağ, “Diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve endokrinolojik problemler obeziteye bağlı gelişebilir. Bu tür durumların önüne geçilmesi adına bireylere fazla kilolarından arınmaları önerilir. Kilo verme yöntemleri arasında yer alan diyet yapma ve egzersiz programları bazı kişilerde istenilen etkiyi göstermeyebilir veya kişiler bu sürece uyum sağlamakta zorluk yaşayabilir. Bu tür durumlarda bariyatrik cerrahi yöntemlerine başvurulabilir.” diye ifade etti.
Tüp mide ameliyatının bariyatrik cerrahi yöntemleri arasında en sık tercih edilen cerrahi girişim olduğunu ifade eden Op. Dr. Özhan Çetindağ, “Yapılan ameliyat ile mide hacmi üzerinde ciddi farklılıklar yaratılır ve hastaların etkili bir şekilde kilo vermesi desteklenir. Bu ameliyat prosedürü belirli kriterlere uyum gösteren birçok yetişkin bireye uygulanabilir.” dedi.
Tüp mide ameliyatı, laparoskopik yöntemlerle genel anestezi altında gerçekleştirilen bir ameliyat olduğunu aktaran Op. Dr. Özhan Çetindağ, “Mide küçültme ameliyatı olarak da adlandırılan bu cerrahi prosedür ile hastaların mide hacimlere yaklaşık olarak %80 oranında azalır. Midenin belirli bir kısmının kesilerek alınması ve kalan midenin tüp şekline benzer bir şekilde şekillendirilmesi işlemlerinden oluşan cerrahi prosedürle, hastaların daha az yemek tüketerek kolay bir şekilde doymaları hedeflenir. Bu sayede hastalar iştah kontrolü sağlayabilir ve sağlıklı beslenme planı ile daha rahat bir şekilde uyumlanabilir.” dedi.
Mide küçültme ameliyatının hızlı bir şekilde kilo vermesi gereken veya daha öncesinde diyet girişimlerinde bulunmuş ancak yeterli başarıyı elde edememiş kişiler için önerilen bir yöntem olduğunu söyleyen Op. Dr. Özhan Çetindağ, “18 ile 65 yaş arasındaki genel sağlık durumu cerrahi girişim için elverişli olan birçok kişiye tüp mide ameliyatı uygulanabilir. Ameliyata başvurmak isteyen kişiler, süreç öncesinde doktor tarafından genel muayene altına alınır. Gerçekleştirilecek olan muayenede doktor hastanın ameliyat için uygunluğunu değerlendirir. Aşağıdaki kriterlere sahip olunması halinde hasta ameliyat için uygun bulunabilir.
Bazı durumlarda vücut kitle indeksi değeri 30 kg/m2 şeklinde de olabilir. Hastanın kontrolsüz diyabet problemi olması ayrı bir başlıktır. Hastanın medikal tedaviye ek olarak diyet uygulamaları yapmasına rağmen bu durumun kontrol altına alınamaması da bir kriterdir. Bu tür durumlarda doktorun değerlendirmeleri ardından hasta mide küçültme ameliyatı olabilir.” dedi.
Vücut kitle indeksi cerrahi girişimler için uygun olan kişilerde bazı özel sağlık problemleri bulunması halinde bu kişiler tüp mide ameliyatına tabi tutulamayabileceğini ifade eden Op. Dr. Özhan Çetindağ, “Hastanın, aktif kalp hastalığı olması, kanser tedavisi görmesi veya yakın zamanda kanser tedavisini tamamlaması, akciğer yetersizliğine sahip olması gibi durumlarda mide küçültme ameliyatı uygulanamaz. Benzer bir şekilde hamilelik ve emzirme döneminde olan kadınlarda da tüp mide cerrahisi uygulanamamaktadır.” dedi.
İleri derece reflü problemi yaşayan veya yakın zamanda mide ameliyatı geçiren kişiler için de tüp mide cerrahisi önerilmediğini anlatan Op. Dr. Özhan Çetindağ, “Hastanın, bilinç düzeyinin düşük olması veya ameliyat sonrasında karşılaşabileceği zorluklar konusunda duyarsız olması halinde bu tür kişilere ameliyat yapılması önerilmemektedir. Tüp mide ameliyatından sonra kişiler sağlıklı bir diyet süreci uygulamaları gerektiğini ve uzmanların önerileri kapsamında günlük yaşamlarına egzersiz programları eklemeleri gerektiğini ihmal etmemelidir. Aksi takdirde ameliyattan sonra gelen ileriki yıllarda yeniden mide hacminde genişleme ve kilo artışı görülebilir.” diye ifade etti.