Göz kayması, göz sağlığı özelinde en çok rastlanan problemlerden biri durumundadır. Toplumun ortalama %3’lik bölümünde şaşılık ya da göz kayması olarak ifade edilen probleme tanıklık etmek mümkün.
Genellikle bebekliğin ilk 3-4 aylık evresinde ara ara ortaya çıkan göz kaymaları olağan olarak yorumlanır. Fakat daha sonraki dönemlerde söz konusu kaymaların devam etmesi, göz sağlığı bakımından mutlaka ciddiye alınması gereken bir durumu beraberinde getirir.
Göz kaymasına dair en çok sorulan sorularda biri de bu rahatsızlığın kendiliğinden geçip geçmediğidir. İçeriğimizde bu soruya genel olarak yanıt vermeye çalışacağız.
Şaşılık Nedenleri
Şaşılığa ilişkin sorunların arkasında pek çok nedenden söz edebiliriz. Genetik geçiş, bunların en başında gelir. Yani ailede göz kayması problemi varsa, bunun çocuklarda da görülme olasılığı düşük değildir. Öte yandan hamilelik döneminde geçirilen hastalıklar, doğumdan sonra karşılaşılan travmalar, havale, yüksek ateşli hastalıklar vs. tetikleyici olabilir. Göz içinde ya da kafa içerisinde yer alan kitleler de aynı şekilde anlık göz kaymalarına yol açabilir. Şaşılık çocuklukta ortaya çıkabileceği gibi ilerleyen yaşlarda da ortaya çıkabilir. Bu tip durumlar çok daha ciddi hastalıkların ön habercisi olabileceği için hastaların mutlaka vakit kaybetmeden bir göz doktoruna görünmesi gerekir.
Görme duyusunun gelişimi genel olarak 10 yaşına dek tamamlanır. Dolayısıyla bu süreç göz sağlığı açısından oldukça kritik bir role sahiptir. Bu yaşlardan sonra gerçekleştirilen müdahaleler, görme keskinliğini yeniden kazanabilmek noktasında başarı oranını düşürebilir. Herhangi bir göz kayması olmasa bile çocukların belli periyotlar halinde göz muayenelerinin yapılması bu açıdan çok önemlidir. Zira göz kaymalarına engel olmak ya da mevcut sorunları tedavi etmek açısından erken tanı, belirleyici kriterdir.
Şaşılık Kendi Kendine Düzelir Mi?
Tedavi yöntemlerinde göz kaymasının ne zamandan bu yana devam ettiği, şaşılığın türü ya da hastanın görme konusundaki keskinliği dikkate alınır. Şaşılık genel olarak kendi kendine düzelen bir problem değildir. Bu nedenle söz konusu sorunun zamanla kendiliğinde geçtiğine dair görüşler, tümüyle yanlıştır. Fakat belli şaşılık tiplerinin gözlük kullanımı sayesinde tamamen tedavi edilebildiği söylenebilir.
Bunu her yaştaki ve her tipteki göz kayması için ne yazık ki söylemek zordur. Çocuklarda gözlük ihtiyacı net biçimde saptanmalı ve tedavi bu doğrultuda ilerletilmelidir. Göz kaymasına eğer göz tembelliği de eşlik ediyorsa, bu durumda gözlük tedavisi dışında göz kapama gibi basit ancak bir o kadar da etkili olan tedavi yöntemlerine başvurulabilir.
Göz Kayması Engellenebilir Mi?
Göz kaymalarında gözler, “senkronize” bir biçimde çalışma yetisini kaybeder. Çocukluk zamanında görülen kaymaların önemli bir kısmı içe doğru kaymalar olarak bilinir. Gözlük tedavisinden ya da diğer öncelikli tedavilerden sonuç alınamadığında göz kayması ameliyatına başvurulur. Fakat şaşılık ameliyatı kararının mutlaka erken yaşlarda alınması gerekir.
İdeal gözlüğün hastaya reçete edilmesi için mutlak suretle damlalı muayene yapılır. Doğru gözlüğün verilmesi ve elbette düzenli bir kullanımın gerçekleşmesi şartıyla bahsettiğimiz yaş grubundaki hastaların göz kaymaları büyük oranda düzelir. Hastanın gözlük kullanımından alınacak sonuca göre göz doktoru, ilerleyen yıllarda gözlük numaralarını düşürebilir. Hatta gözdeki olumlu ilerlemeye bağlı olarak gözlük kullanımı tamamen de durdurulabilir.
Yetişkinlerde oluşan göz kaymaları çoğunlukla dışa doğrudur. Söz konusu yaş grubundaki hastalar için cerrahi işlem çok daha makul bir seçenektir. Ameliyat gerçekleştirilen hastaların ciddi bir kısmında göz kaymaları belirgin bir derecede kaybolur. Cerrahi operasyonlar elbette göz kaymasına ilişkin problemleri tümüyle ortadan yok etmese de ciddi düzeyde düzelmeler gerçekleşir.
